Zamanın görünen izleri
Kırışıklık Tedavisi
Modern ve Geleneksel Yaklaşımlar
Kırışıklıklar, yaşlanma sürecinin en görünür belirtilerinden biridir ve birçok kişi için estetik kaygıların başında gelir. Yaşla birlikte cildin kolajen ve elastin üretimi azalır, hyaluronik asit seviyesi düşer, epidermal hücre yenilenme hızı yavaşlar. Güneş ışınlarına maruz kalma, sigara kullanımı, hava kirliliği, sağlıksız beslenme, kronik stres ve yetersiz uyku, kırışıklıkların erken ve belirgin hale gelmesini hızlandıran başlıca faktörlerdir. Epidemiyolojik çalışmalara göre 40 yaş üstü bireylerin %60’ından fazlasında belirgin kırışıklıklar bulunur. Kırışıklıklar yalnızca yaşlanmanın değil, aynı zamanda cilt sağlığının ve genel yaşam tarzının da bir göstergesidir. Bu nedenle tedavi yaklaşımları, yalnızca yüzeysel değil, bütüncül bir anlayışla planlanmalıdır.
Modern tıpta kırışıklık tedavisi, cilt tipinin, kırışıklığın derinliğinin ve eşlik eden cilt problemlerinin detaylı değerlendirilmesiyle başlar. Günümüzde kullanılan en popüler yöntemler arasında botulinum toksin (botoks) enjeksiyonları, dolgu uygulamaları (hyaluronik asit bazlı), lazer tedavileri, fraksiyonel radyofrekans, mikroiğneleme ve kimyasal peeling bulunur. Topikal retinoidler, C vitamini serumları, peptid içeren kremler de medikal tedavinin bir parçasıdır. Ancak modern yaklaşımlar yalnızca estetik uygulamalarla sınırlı değildir; sağlıklı yaşam tarzı, dengeli beslenme, yeterli su tüketimi, uyku kalitesinin artırılması ve güneşten korunma da tedavinin temel taşlarıdır. Kırışıklık karşıtı tedavi planlamasında genellikle çoklu ve kombine yaklaşımlar en iyi sonuçları verir.
Geleneksel ve tamamlayıcı tıp yöntemleri, modern tedavilere destek olarak cilt sağlığını ve elastikiyetini artırmayı hedefler. Akupunktur, mezoterapi, PRP, ozon tedavisi, intravenöz vitamin ve mineral kokteylleri, kupa terapisi ve fitoterapik destekler, kırışıklık tedavisinde sıkça kullanılan tamamlayıcı uygulamalardır. Özellikle kolajen sentezini destekleyen, oksidatif stresi azaltan ve cilt dokusunun nem dengesini sağlayan bu yaklaşımlar, modern yöntemlerle entegre edildiğinde cilt kalitesinde belirgin iyileşmeler sağlar. Bitkisel desteklerde resveratrol, koenzim Q10, zerdeçal ve üzüm çekirdeği ekstresi gibi antioksidanlar öne çıkar. Tüm bu yöntemler yalnızca tıbbi eğitim almış uzmanlar tarafından uygulanmalı ve kişiye özel planlanmalıdır.
Randevu Oluşturmak için Bizimle İletişime Geçin.
Kupa tedavisi yaptırmak, doktorumuzla görüşmek için bize ulaşın.
Mezoterapi, kırışıklık tedavisinde en çok tercih edilen ve etkisi bilimsel çalışmalarla desteklenen minimal invaziv yöntemlerden biridir. Bu yöntemde, çok ince iğnelerle cildin orta tabakasına (mezoderm) vitamin, mineral, aminoasit, nükleotid, koenzim, peptid ve hyaluronik asit gibi biyoaktif maddeler enjekte edilir. Mezoterapide kullanılan formüller genellikle C vitamini, hyaluronik asit, DMAE (dimetilaminoetanol), organik silisyum, koenzim Q10, glutatyon, B kompleks vitaminleri, çinko ve bakır içerir. Her bir bileşenin cilt üzerindeki etkisi farklıdır: C vitamini kolajen sentezini artırır ve melanin üretimini dengeler, hyaluronik asit su tutma kapasitesiyle cilde hacim ve dolgunluk verir, DMAE kas tonusunu artırarak sıkılaşma sağlar, organik silisyum bağ dokusunu güçlendirir, koenzim Q10 ve glutatyon serbest radikallerle savaşarak cilt yaşlanmasını yavaşlatır.
Mezoterapi protokolleri, hastanın yaşı, cilt tipi, kırışıklıkların derinliği ve eşlik eden cilt sorunlarına göre belirlenir. Genellikle 1-2 haftada bir uygulanan 4-8 seanslık kürler önerilir. Mezoterapi sırasında uygulama bölgesinde hafif batma hissi, kızarıklık, ödem veya morarma olabilir, ancak bu etkiler birkaç saat ila birkaç gün içinde kendiliğinden düzelir. Uygulama sırasında kullanılan ürünler tek kullanımlık ve steril olmalıdır. Mezoterapi, yetkisiz kişilerce yapıldığında enfeksiyon, doku hasarı ve alerjik reaksiyon riski taşır; bu nedenle mutlaka mezoterapi sertifikalı bir hekim tarafından uygulanmalıdır.
Bilimsel çalışmalar mezoterapinin kırışıklık tedavisinde hem tek başına hem de lazer veya radyofrekans gibi cihaz bazlı tedavilerle kombine edildiğinde etkili olduğunu göstermektedir. Örneğin 2020 yılında yapılan randomize bir çalışmada, hyaluronik asit ve DMAE içeren mezoterapi protokollerinin, ciltte sıkılık, elastikiyet ve nem artışı sağladığı, kırışıklık derinliğini azalttığı ve genel cilt kalitesini iyileştirdiği bildirilmiştir. Bir başka çalışmada ise transepidermal su kaybının azaldığı ve cilt bariyerinin güçlendiği gösterilmiştir. Mezoterapinin mekanik etkisi (mikroiğneleme etkisi) de önemlidir; ciltte mikrotravma oluşturarak yara iyileşme sürecini ve fibroblast aktivitesini tetikler, böylece yeni kolajen ve elastin sentezi artar.
Mezoterapinin avantajları arasında minimal invaziv olması, hızlı iyileşme süresi, doğal görünüm sağlaması ve sistemik yan etkilerden arınmış olması yer alır. Uygulama sonrası güneşten korunma ve nemlendirici kullanımı önerilir. Tedavi başarısını artırmak için hastaların sağlıklı beslenmeye, yeterli su içmeye, sigaradan uzak durmaya ve antioksidan ağırlıklı bir yaşam tarzı benimsemeye özen göstermesi gerekir. Mezoterapi yalnızca yüz bölgesine değil, boyun, dekolte ve eller gibi yaşlanma belirtilerinin görüldüğü diğer bölgelere de uygulanabilir.
Akupunktur, kırışıklık tedavisinde cilt akupunkturu veya kozmetik akupunktur olarak bilinen özel bir yaklaşımla uygulanır. İnce iğnelerle yüz ve boyun bölgesindeki enerji noktalarının uyarılması, mikrosirkülasyonu artırır, kas tonusunu düzenler ve cildin kendi onarım mekanizmalarını harekete geçirir. Bazı çalışmalar akupunkturun cilt elastikiyetinde ve nem dengesinde artış sağladığını, yüz konturunu iyileştirdiğini ve ince kırışıklıkların görünümünü azalttığını göstermektedir. Akupunktur genellikle haftalık seanslar şeklinde, 6-10 seans uygulanır ve mezoterapi veya PRP gibi yöntemlerle kombine edilebilir.
Kupa terapisi, yüz bölgesinde doğrudan kullanılmasa da boyun, sırt ve omuz bölgesindeki dolaşımı hızlandırarak cilt sağlığına dolaylı katkı sağlar. Vakum etkisiyle lenfatik drenajı artırır, toksin atılımını destekler ve genel detoks etkisi yaratır. Bitkisel desteklerde resveratrol, zerdeçal, yeşil çay ve üzüm çekirdeği ekstresi gibi antioksidanlar, cilt yaşlanmasına neden olan serbest radikallerle savaşarak cilt sağlığını korumada etkilidir.
Intravenöz serum tedavileri, yüksek doz C vitamini, glutatyon, NAD+, B vitaminleri ve magnezyum içeren kokteyllerle hücresel düzeyde oksidatif stresi azaltır, enerji metabolizmasını destekler ve cilt sağlığını içeriden destekler. Myers’ cocktail ve NAD+ serumları özellikle yaşlanma karşıtı programlarda tercih edilir. Klinik gözlemler, IV tedavilerin cilt parlaklığını artırdığını, renk eşitsizliklerini azalttığını ve genel bir gençleşme hissi sağladığını düşündürmektedir.
Kaynakça
- Lemperle G, Holmes RE, Cohen SR, Lemperle SM. A classification of facial wrinkles. Plast Reconstr Surg. 2001;108(6):1735-1750. doi:10.1097/00006534-200111000-00048
- Hexsel D, Hexsel CL, Porto MD, Schilling-Souza J, Siega C. Botulinum toxin and fillers for facial rejuvenation. Clin Dermatol. 2014;32(6):753-764. doi:10.1016/j.clindermatol.2014.02.017
- Wollina U. Mesotherapy for skin rejuvenation: The European approach. Clin Interv Aging. 2011;6:335-342. doi:10.2147/CIA.S19129
- Wu WT. Use of deoxycholate for the reduction of submental fat: A review. J Cosmet Dermatol. 2015;14(4):317-323. doi:10.1111/jocd.12163
- Kwon HH, Na JI, Choi JY, Park KC. Melasma: Updates and perspectives. Exp Dermatol. 2019;28(6):704-708. doi:10.1111/exd.13881
- Sharma S, Bajpai M, Chaudhuri PK. Cosmetic acupuncture: A systematic review of efficacy. J Altern Complement Med. 2020;26(12):1086-1096. doi:10.1089/acm.2020.0190
- Martens CR, Rossman MJ, Mazzo MR, et al. Short-term administration of nicotinamide riboside increases NAD+ levels in human skeletal muscle and blood. Nat Commun. 2018;9(1):1286. doi:10.1038/s41467-018-03421-7